Altın Küre Ödülleri artık Hollywood Yabancı Basın Derneği (HFPA) tarafından dağıtılmayacak. Bu haber, sinema dünyasında bomba etkisi yarattı. Ancak bizim buradaki konumuz Altın Küre ödülleri değil, sinema eleştirisi. Bu nedenle bugün sizlere, son zamanların en dikkat çeken filmlerinden biri olan “Nomadland” filmini ele alacağım.
Film, Jessica Bruder’ın aynı adlı kitabından uyarlanmış. Yönetmenliğini Chloe Zhao’nun yaptığı film, Amerika’nın batısındaki boş arazilerde yaşayan yoksul insanların hayatını anlatıyor. Filmdeki ana karakterimiz Fern, yaşadığı kasabanın fabrikasının kapanması sonrası işsiz kalmıştır. Kendisine yeni bir yaşam kurma arayışı içine giren Fern, evsiz bir şekilde karavanı ile birlikte yollara düşer ve Amerika’yı keşfetmeye başlar.
Filmdeki teması “yolda olmak” olarak belirleyebiliriz. Fern’in yalnızlığı, özgürlüğü, hayatta kalmak için verdiği mücadeleler, doğadan aldığı güç ve insanların birbirine olan yardımı gibi konulara yer veriliyor. Film boyunca, Amerika’nın doğal güzellikleri ve geniş boş arazileri de görsel olarak izleyiciye sunuluyor.
Frances McDormand’ın harika performansı sayesinde, Fern karakteri gerçekçi ve inandırıcı bir şekilde yansıtılmış. Diğer karakterler de gerçek hayatta bu şekilde yaşayan insanlar tarafından canlandırılmış. Bu nedenle film, belgesel tadında bir hava taşıyor.
Yönetmen Chloe Zhao, filmde doğal ışık kullanımı, çekim açıları ve sürrealistik sahneler ile dikkat çekiyor. Filmin müzikleri ise Ludovico Einaudi tarafından bestelenmiş ve filmdeki hüzünlü havayı destekliyor.
Filmdeki tempo yavaş olsa da, sürükleyici bir hikaye anlatımı ve başarılı oyunculuklar sayesinde izleyiciyi kendine çekmeyi başarıyor. Nomadland, doğa ve insan arasındaki bağın derinliğini gözler önüne seriyor ve izleyiciyi duygusal bir yolculuğa çıkarıyor.
Sonuç olarak Nomadland, ince detayları, başarılı oyunculukları ve etkileyici hikayesi ile muhteşem bir film. İzleyiciyi, Amerika’nın doğal güzellikleri ve insanlarının yaşam mücadelesi ile buluşturuyor. Kesinlikle izlenmesi gereken bir yapım.