Rusty Cundieff’in yönettiği bilim kurgu ve gerilim filmi “57 Seconds”ın ilk fragmanı yayınlandı. Başrollerini Josh Hutcherson ve Morgan Freeman’ın üstlendiği bu zaman yolculuğu hikayesi, yazar E.C. Tubb’un “Lucifer” adlı kısa öyküsünden esinleniyor.
Film fragmanıyla bizi teknoloji devi Anton Burrell (Freeman) ile röportaj yapma şansını bulan Franklin (Hutcherson) ile tanıştırıyor. Franklin, Burrell’e yapılan bir saldırıyı engeller ve yanlışlıkla düşürdüğü bir yüzük bulur. Bu yüzük, bir kişiyi zamanda 57 saniye geriye götürebilmektedir. Franklin, Burrell’ün yardımıyla, kız kardeşinin ve diğer birçok kişinin ölümünden sorumlu olan ilaç şirketinden intikam almaya karar verir.
Bir teknoloji blog yazarının ve bir teknoloji dehasının birlikte bir ilaç şirketini devirmesinin hikayesi, filmin hikayesini ilgi çekici kılsa da asıl sorunlar, zaman yolculuğu Franklin’e zarar vermeye başladığında ortaya çıkıyor. Bu macera, Franklin’i “her saniyenin önemli olduğu, hayatta kalmak için nabız gibi atan bir savaşa” sürüklüyor ve korkunç bir olaylar zincirini tetikliyor. İlişkiler ve işler gerilemeye başladığında, “57 Seconds” önümüzdeki sonbaharda izleyiciyle buluşacak.
Filmdeki zaman yolculuğu teması ilgi çekici bir konu olsa da fragman, daha fazla aksiyon ve gerilim beklentisi uyandırıyor. Morgan Freeman ve Josh Hutcherson’ın oyunculuk performansları ise oldukça etkileyici. Filmdeki prodüksiyon tasarımı ve özel efektler de başarılı bir şekilde kullanılmış. Ancak bazı sahnelerin düzenlemesi ve tempolarının daha dengeli olabilirdi.
“57 Seconds”ın atmosferi, gerilim ve aksiyon dolu sahneleriyle izleyiciyi etkileyebilir. Ancak zaman yolculuğu konseptini daha derinlemesine işlemesi ve karakterlerin duygusal bağlarını daha iyi göstermesi filmi daha güçlü kılabilirdi.
Sonuç olarak, “57 Seconds” bilim kurgu ve gerilim türünde ilgi çekici bir film olarak karşımıza çıkıyor. Etkileyici oyunculuk performansları, başarılı prodüksiyon tasarımı ve özel efektler filmi izlemeye değer kılıyor. Ancak hikayenin daha derinlemesine işlenmesi ve karakter gelişimine daha fazla odaklanılması gerektiğini düşünüyorum.