Russel Crowe’un başrolünde yer aldığı “Şeytanın Düşmanı” filmi, Vatikan’ın Baş Şeytan Çıkarıcısı Peder Gabriel Amorth’un kitaplarından esinlenerek yapıldı. Film, Peder Amorth’un küçük bir çocuğa musallat olan şeytanı çıkartmaya çalışırken Vatikan’ın gizli tutmaya çalıştığı asırlık komployu ortaya çıkarmasını konu alıyor.
Russel Crowe, ilk kez bir korku filmiyle karşımıza çıkıyor ve Peder Gabriel Amorth rolüyle mükemmel bir performans sergiliyor. Filmdeki oyunculuklarıyla özellikle dikkat çeken bir diğer isim ise Ana Ularu oldu. Ana Ularu, yaşadığı korkunun etkisini harika bir şekilde yansıttı ve seyirciyi korkutmakta çok başarılı oldu.
Filmdeki atmosfer ve müzik seçimleri de oldukça başarılıydı. Film, karanlık ve gizemli bir atmosfere sahipti ve müzikler de bu atmosferi destekler nitelikteydi.
Ancak filmde bazı klişelerin kullanıldığına şahit olduk. Korku filmlerinde sık sık karşılaştığımız bazı sahneler, bu filmde de kullanılmıştı. Ayrıca senaryo bazı yerlerde sıkıcı hale gelebiliyordu.
Genel olarak bakıldığında, “Şeytanın Düşmanı” iyi bir korku filmi olarak karşımıza çıkıyor. Russell Crowe ve Ana Ularu’nun harika oyunculukları, filmdeki atmosfer ve müzik seçimleri seyirciyi etkilemeyi başarıyor. Ancak klişe sahneler ve sıkıcı senaryo, filmin eksik yanları olarak görünüyor. Korku filmi sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir yapım olduğunu söyleyebilirim.
