Oto koltukları ve bebek formülleri düzenlenirken, sosyal medya da düzenlenir mi?

ABD Genel Cerrahı Vivek Murthy, gençlerin ve çocukların sosyal medya kullanımının tam olarak anlaşılamadığını ve bunun mental sağlık için yeterli bir kanıt olmadığını belirterek, teknoloji şirketlerini, ebeveynleri ve bakıcıları “çocukları şimdi korumak için hemen harekete geçmeye” çağırıyor.

Gençlerin sosyal medya kullanımı “neredeyse evrensel” olsa da, gerçek etkisi mental sağlık açısından tam olarak anlaşılamamıştır. Dr. Vivek Murthy, araştırmacılar ve halkla verileri ve şeffaflığı paylaşan teknoloji şirketlerine çağrı yapıyor ve ürünlerini tasarlarken kullanıcıların sağlığı ve güvenliğini öncelikli hale getirmeleri gerektiğini söylüyor. “Teknoloji şirketlerinin platformlarını daha sağlıklı ve güvenli hale getirmeye çalıştıklarını fark ediyorum, ancak yeterli değil” diyor Murthy.

Federal düzenlemeye uygun olarak, sosyal medya şirketleri zaten 13 yaşın altındaki çocukları platformlarına kaydetmeyi yasaklıyorlar – ancak çocukların ebeveynlerinin izniyle ve izni olmadan yasağı aşmaları ortaya çıktı. TikTok gibi sosyal platformlar, örneğin, son zamanlarda 18 yaşın altındaki kullanıcılar için varsayılan 60 dakikalık bir zaman sınırı tanıttı. Ancak sınır aşıldığında, küçükler sadece izlemeye devam etmek için bir şifre girebilirler.

Şirketlerin platformlarının neden olduğu zararların farkında olmadıkları anlamına gelmez. Örneğin, Meta, yıllar önce Instagram’ın gençlerin mental sağlığı üzerindeki etkilerini inceledi ve görsel odaklı uygulamanın yarattığı akran baskısının gençlerde mental sağlık ve beden imajı sorunlarına, bazı durumlarda ise yeme bozukluklarına ve intihar düşüncelerine yol açtığını buldu – özellikle kızlarda. Bir iç çalışma, 13,5% genç kızın Instagram’ın intihar düşüncelerini kötüleştirdiğini ve genç kızların% 17’sinin yeme bozukluklarını kötüleştirdiğini belirtti.

Murthy, politika yapıcıların sosyal medyanın zararlarını çocukların kullandığı bebek arabaları, bebek maması, ilaç ve diğer ürünler gibi düzenlemelerle ele almaları gerektiğini belirtti. “Ebeveynlerin yönetmeleri gereken hızla gelişen bir teknoloji var, bu teknoloji çocukların kendilerini nasıl düşündüklerini, nasıl arkadaş edindiklerini, dünyayı nasıl deneyimlediklerini temel olarak değiştiriyor – ve önceki nesillerin yönetmek zorunda kalmadığı bir teknoloji, ”dedi Murthy.

Murthy, daha fazla araştırma istiyor olsa da, sosyal medyanın çocukların ve gençlerin mental sağlık ve refahı üzerinde “derin bir zarar riski” olabileceğine dair şimdiden yeterli kanıt olduğunu söylüyor. Bir kritik faktör, çocukların beyin gelişimidir. Yetişkinler sosyal medyanın zararlı etkilerinden muzdarip olabilirler. Ancak çocuklar ve ergenler, “temel olarak farklı bir beyin gelişimi aşamasındadır, beyinlerindeki yollar, sosyal ilişkileri, özsaygıları ve kimlikleri tüm gelişme sürecindedir” diye açıklıyor Murthy.

Sosyal medyayı nasıl ve ne sıklıkta kullandıkları, ayrıca gördükleri aşırı, uygunsuz ve zararlı içerik, gençlerin mental sağlığı üzerinde derin etkilere sahip olabilir. Ve araştırmalar, onları çok kullandıklarını gösteriyor. 13 ila 17 yaş arası gençlerin % 95’i bir sosyal medya platformu kullandıklarını, üçte birinin sosyal medyayı “neredeyse sürekli” kullandıklarını belirtiyor.

42 çalışmanın sistematik bir gözden geçirilmesi, “sosyal medya kullanımı ve gençler arasında kötü uyku kalitesi, azalmış uyku süresi, uyku problemleri ve depresyon arasında tutarlı bir ilişki” buldu. Tipik bir hafta içinde, neredeyse üç ergen, ekran desteği kullanarak yarısından sonra uyuyor.

Murthy’nin raporu, gençlerin sosyal medyayı tamamen kullanmayı bırakmalarını söylemiyor. Faydaları da var. Gençlerin bir topluluk bulabilecekleri ve kendilerini ifade edebilecekleri bir yerdir. Özellikle LGBTQ gençleri, akranlarıyla bağlantı kurarak, bir kimlik geliştirerek ve sosyal destek bulma konusunda fayda sağladıkları gösterilmiştir.

Murthy, “her aile için, çocuğunuzun sosyal medya kullanımını durdurmak mümkün olmayabilir veya fayda sağlayabilir” diyor. “Ancak çocuğunuzun hayatındaki sosyal medya kullanımına sınırlar koymak, korunan, teknolojiden uzak zaman ve alanlar olması çok faydalı olabilir.”

Yorum yapın