Aşkın Sırrını Çözemeyeceğimiz 10 Popüler Film Çifti

Bazı popüler film çiftleri, romantizmle bizi büyüleyenler bile, aslında hiçbir anlam ifade etmiyor… Beyazperde Pek çok popüler film çiftinin aşkı, gerçek anlamda üstüne düşündüğümüzde hiçbir anlam ifade etmiyor. Genellikle Romeo ve Juliet’ten ilham alan, “zıt kutuplar birbirini çeker” mantığındaki aşk hikayeleri onlarca yıldır beyaz perdeye geliyor ve yetenekli yönetmenlerin ellerinden çıkan hikayelerde, gerçek hayatta asla başarılı olamayacağını bildiğimiz romantik ilişkiler bizleri büyüleyebiliyor.

Ancak, Twilight’ın Edward ve Bella’sından Harry Potter ve Ginny Weasley’e kadar birçok film çiftinin aşkı da biraz anlamsız geliyor. Twilight serisinin imkansız çifti Bella Swan (Kristen Stewart) ve Edward Cullen (Robert Pattinson), kabul edelim ki tuhaf bir ikiliydi. Bella, önünde tüm hayatı uzanan bir gençti ve Edward, ölümsüz vampirlerden oluşan bir toplulukta yaşayan 104 yaşında bir vampirdi. Başlangıçta Bella’ya kanının karşı konulamaz kokusu nedeniyle çekildi, açıkça onun kanını emmek istiyordu. Zihin okuma yeteneğini Bella üstünde kullanamaması da ona ilgi duymasının nedenlerinden biriydi ama sonuçta ondan uzak durması gerektiğini biliyordu. Ne yazık ki sınırları çizme konusunda yeterince erken davranamadı. Bella, Edward’la hiç ilişki kurmasaydı daha mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayabilirdi. Edward gibi “yaşayabilmek” için hayatından vazgeçmeye bu kadar istekli olması şaşırtıcı.

Harry Potter serisinde Harry (Daniel Radcliffe) ve Ginny’nin (Bonnie Wright) ilişkisi kitaplarda biraz daha iyi işleniyor ama Harry Potter filmlerinde aralarında gerçek hiçbir bağ yok gibi görünüyor. Seri boyunca onları çok az birlikte görüyoruz ve aralarında var olan bir kimyadan söz etmemiz pek mümkün değil. Hikayelerinin temelleri olmadığı için serinin sonunda evlenmiş, hatta çocuk sahibi olmuş olmaları da aceleye getirilmiş gibi görünüyor.

Titanic’in Jack (Leonardo DiCaprio) ve Rose’un (Kate Winslet) üç günlük aşkı da düşününce pek mantıklı değil. Jack, Rose’un sefil ilişkisinden ve kapalı yaşam tarzından kaçışıydı. Onun tasasız ve maceracı yaşam tarzından etkilendiği açık ancak ona gerçekten aşık olduğuna inanmak zor. Jack ise kendisinden çok yüksek bir yaşam standardına sahip olan Rose’un şımarık bir velet olduğunu düşündüğünü açıkça ifade ediyor. Onu Rose’a çeken şey – kendi hayatını feda edecek kadar – tam olarak neydi bilemiyoruz.

Popüler film çiftlerini birbirlerine çeken zıt kutuplardan geliyorlar ama filmlerde romantik bir ilişki örnekleri olarak gösterildikleri için izleyicileri kendilerine hayran bırakıyorlar. Ancak, gerçek hayatta böyle romantik ilişkilerin başarılı olması mümkün değildir. Filmlerdeki aşk hikayeleri, gerçek hayatla bir ilgisi olmayan, saf hayal gücü ürünüdür.

Yorum yapın