“Fantastik Bir Serüven: Final Fantasy 16’nın 50 Saat Sonrası”

Tam Boyutta Gör Final Fantasy 16 İncelemesi

Hikaye ve Hikaye Anlatımı

Amerikan Tarzı Sinematiklerle Yeni Bir Deneyim

Game of Thrones Benzerliği

Oynanış Deneyimi

Devil May Cry 5 İle Tanıdık Bir Oynanış

Oyunun Kolaylığı ve Otomatik Hareketleri

Atmosfer ve Grafikler

Güzel Atmosfer ve Keyifli Grafikler

Performans Sorunları ve Güncellemeler

Sonuç ve Değerlendirme

Tarzından Dolayı Çekingen Olanlara Şans Verebilir

Oynanışın Kolaylığı ve Meydan Okuma Seviyesi

Final Fantasy Serisini Bilmeyenler için Başarılı Bir Yapım

FAQ

Farklı platformlarda oynanabilir mi?

Oyunun fiyatı ne kadar?

Diğer Final Fantasy oyunlarından bağımsız mı?

Seslendirme ve müzikler nasıl?

Oyunun çoklu oyuncu modu var mı?

Farklı Platformlarda Oynanabilir mi?

Oyunun Fiyatı Ne Kadar?

Diğer Final Fantasy Oyunlarından Bağımsız mı?

Seslendirme ve Müzikler Nasıl?

Oyunun Çoklu Oyuncu Modu Var mı?

Tam Boyutta Gör Final Fantasy serisi her ne kadar dünyada büyük popülerliğe sahip bir seri olsa da ülkemizde niş bir kitlesi var diyebiliriz. Açıkçası ben de o niş kitleye dahil değilim diyebilirim. Tarzından dolayı çocukluğumdan bu yana hep çekindiğim bir seri oldu ancak serinin son oyunu Final Fantasy 16’yı çok merak ediyordum çünkü, oyunun combat kısmında Devil May Cry 5’ten tanıdığımız bir isim var: Ryota Suzuki. Devil May Cry 5’in combat sistemini çok seven birisi olarak bu oyunu da merakla bekliyordum ve kod elime ulaştıktan sonra hemen oynamaya başladım. Hem oyunu daha uzun oynamak için hem de araya bayram tatili girdiği için bitirmem biraz uzun sürdü ancak sonunda 50 saatin ardından oyunu bitirebildim. Şimdi dilerseniz incelememize geçelim.

Hikaye ve Hikaye Anlatımı

Amerikan Tarzı Sinematiklerle Yeni Bir Deneyim

Final Fantasy 16 gibi Asya tarafından gelen oyunlarda bildiğiniz gibi hikaye anlatımı bizim alışık olduğumuzun biraz dışında olabiliyor ve çok fazla sevilmiyor. Ancak bu oyunda hikaye anlatımı sinematiklerle birlikte biraz daha Amerikan tarzına yaklaşmış diyebiliriz. Zaten hikayenin ve oluşturulan evrenin de daha farklı olduğunu daha en baştan anlayabiliyoruz. Hikaye kısmında ise Game of Thrones benzetmesini rahatlıkla yapabiliriz. Şaşırtıcı olaylar, ihanetler ve daha fazlası derken oyun hikaye tarafında Game of Thrones’a bir hayli benzemiş. Bu yüzden eğer daha öncesinde tarzından dolayı uzak duruyorsanız bu sefer şans verebilirsiniz.

Game of Thrones Benzerliği

Ancak hikaye anlatımının artı olduğu kadar eksi diyebilceğimiz bir yanı da var: Sinematik. Baştan şunu söyleyeyim, oyunlarda sinematik izlemeyi sevmiyorsanız, direkt oyundan uzak durun. İzlemeyi seviyorsanız da sizi soğutacak seviyede bir sinematik olduğunu söyleyeyim. Oyunda sürekli ama sürekli sinematik giriyor. Tam oyuna alışıyorsunuz, birden sinematik. Tamam diyorsunuz artık şovunu yaptı, konuşmalar gerçekleşti, oynayabilirim. Ama yine öyle olmuyor ve bir sinematik daha giriyor. Normalde uzun sinematiklere karşı değilimdir ancak her şeyin yeri ve zamanı vardır. Kojima örneğin, önce sizi oynanışla doldurur sonra bir mola verilir ve sinematikle doldurur. Bu oyunda sürekli sinematik çıkıyor ve oyundan ister istemez kopuyorsunuz.

Oynanış Deneyimi

Devil May Cry 5 İle Tanıdık Bir Oynanış

En başta da söylediğim gibi oynanış Devil May Cry 5’ten tanıdığımız bir isimden geliyor. Bu yüzden de oynanış da tanıdık diyebiliriz. Özel yetenekler, geliştirmelerle birlikte de oynanış daha keyifli bir hale geliyor. Ancak burada da şöyle bir sorun var; oyun kolay. Oyun her şeyi otomatik bir şekilde yapıyor. Yani güçleri kullanma, düşmanlardan kaçma ve bunun gibi birçok combat mekaniğini sadece tek bir tuşa basarak yapabiliyorsunuz oyun sizin için otomatik olarak geçişleri yapıyor. Elbette bunu kapatabiliyorsunuz ancak oyun yine de kolay. Devil May Cry 5’te daha meydan okuyan bir yapı vardı, bu oyunun neden böyle olduğunu açıkçası anlamadım.

Oyunun Kolaylı

Yorum yapın